TAHİR’İN MONOLOĞU / İlyas Amangeldi
İlyas
Amangeldi
Çeviren:
Hüdayi Can
TAHİR’İN MONOLOĞU
Tahir’in kanı dökülür,
açılır şakayıklar…
Zühre-Tahir Destanından
Secdeden kaldırdığım başıma,
seher
Taç giydirdi geldi de.
Bunu ne köy bildi, ne şehir,
Ben bir kul iken, oldum
sultan,
Sarayda değil, harap bir
kulübede
Penceresinde tan atan.
Ne ki bütün varsıllıklar,
varlar?!
Buluttan damlasa damla,
Ayamda erise karlar
Az demem azığıma.
Hafifçe esse rüzgâr
Baş sallayan söğütler,
Yazığıma yanar.
Önümde dize geldi âhu,
Gözüydü günahı.
Dünyada ne düz var ne tepe
Kim kıydı bana der gibi gözü
Haykırır bin sözü, bin âhı,
âhu.
Nerede kaldı gül, gülzâr?
Yanıyor cevza…
Cevza
Çölü dondurup atmış.
Dağlar başı yanıyor buzdan,
Güvendiğim kara dağ,
Kara dağı kar basmış.
Bağrı giryan deli ırmak,
Sandığımı akıta aktıra
Beni yâre götürürsün,
Boyun eğdirip takdire.
Geceler saçını tarayıp
Çevresinde toplanır yıldızlar Zühre’nin…
Bütün dünya âşıkları,
Sardı taşramı.
En yumuşak yastığı bulmuş gibi arayıp,
Celladın kütüğüne koydum başımı…
Zühre’m… Zühre’m…
Yorumlar
Yorum Gönder