BAYRAM HAN

(150?-1561)
Muhammet Bayram Han tahminen 1500-1505 yılları arasında Bedehşan’da doğmuştur. Başka bir iddiaya göre (Prof. Dr. B. Ansari) Bayram Han’ın doğduğu yerin Gazne diye belirlenmesi gerçeğe daha yakın olacaktır. Babası Seyf Ali Bey Gazne’nin valisi olarak görev yapmıştır. Bayram Han küçük yaşlarda babasını kaybeder. Öksüz Bayram’a Belh’de yaşayan akrabaları sahip çıkar. Orada tahsilini tamamlar. Yetenekli genç Fars ve Arap dillerini pek iyi öğrenir, medrese bilimini alarak İslam dininden yeterince bilgili aydın bir insan olarak yetişir.
Hint âlimi Hekimali Kevser Çapdpurı’nın “Muhammet Bayram Han Türkmen” kitabındaki malumata göre Bayram Han’ın şeceresi şöyledir: Şiralı Bey – Karamuhammed – Karamüsür – Kazan Han – Kara Han – Bayramkara Bey – Alişükür Bey – Şirali Bey – Barak Bey – Seyf  Ali Bey – Muhammet Bayram Bey (eşi Selime Sultan Hanım) – Abdirahim. Bayram Han on altı yaşından itibaren askeri hareketlere iştirak etmeye başlar. Safevîler Hanedanlığını kuran Şah İsmail Hatayî (1486—1524) pek çok Türkmen gencini yanına çekmiştir. Bunların içinde Bayram Han da vardır. Bayram Han Buhara ve Semerkant için savaşlara katılır. Sonra ise Muhammet Babür’ün (1483—1530) hizmetine geçer.
Hihdistan’da hakimiyeti daha sonra Babür’ün oğlu Hümayun (1508—1556), sonra ise torunu Ekber (1556—1605) devam ettirmiştir. Hindistan'da bu hanedanın hakimiyeti İngiltere’nin Hindistan’ı işgaline kadar süregelmiştir. İngiliz şarkiyatçı Denison Ross Bayram Han hakkında şöyle der: “O takım yıldızlar gibi ışık saçan adamların arasında en parlak yıldızların bir tanesi olarak Hümayun ve Ekber’in köşklerinin üstüne ışık saçmıştır.”
Bayram Han sadece cesur bir önder, halkın arasında büyük saygı kazanmış bir askeri şahıs değil, üst düzeyde de büyük hürmete sahip insan olduğu konusunda tarihçiler müttefiktirler. Sadece Hindistan’da değil, hatta komşu devletlerde de sözü geçen  bir elçi olarak tanınmıştır. Bayram Han, Tahmasıp Şah ile Humayun’un buluşmasında büyük rol oynamıştır. Hümayun’u Tahmasp Şah’ın yanına gitmeye ikna eder, Tahmasp Şah’ın av avlama zamanı onu çadırında ziyaret edip, Hümayun ile buluşmasını, askerî destek vermesini rica eder. Bayram Han’ın isteği üzerine Tahmasp Şah Hümayun’u kabul eder. İki hükümdarın buluşması gayet verimli geçer. Tahmasp Şah’ın ve Hümayun’un beraber üst düzeyli kararları ile Bayram Han’a en büyük makam “Hanhanan” (Hanların Hanı) ünvanı verilmiştir. Bununla birlikte İran şahı, Bayram Han’ı bütün Türkmen kabilelerinin aksakalı kabul etmek düşüncesini de ortaya atar.
Bayram Han zamanının en önemli şairlerinden biri olmuştur. O on altıncı asırda bütün Orta Asya, Horasan, Anadolu, Azerbaycan, Afganistan, İran ve Hindistan gibi ülkelerin medeniyetlerinin biri biri ile hoşgörü ve işbirliği içinde gelişmesi için muazzam bir gayret sarf eden şahıstır. Onun Türkî, Farisî, Hindî dillerde yazılmış olan güzel eserleri halkların ilişkilerini pekiştirmekte dostluk köprüsü olarak hizmet yapmıştır. Aynı zamanda da Bayram Han’ın Türk dilindeki şiirleri büyükelçilik hizmetlerini yerine getirip Hindi, Urdu, Puştu dillerinde konuşan okuyucuların, aydın kişilerin şairane dünyasında, edebiyatında derin yer aldı. Bazı bilgilere göre, Bayram Han’ın Türk dilinde yazdığı şiirleri, zamanında insanların dillerinden düşmemiş diye belirlenmektedir. Bayram Han’ın eserleri Hint Edebiyatı tarihinde de kendine münasip yer almıştır.
Humayun öldükten sonra, 1556 yılında 14 yaşında bulunan Ekber’e taht teslim edilirken, Bayram Han ona “Atabek” tayin edilir. Hükumet işlerini ve ordu baş komutanlığını Hanhanan’ın bizzat kendisi üstlenir. O ülkede ve orduda pek çok büyük işler gerçekleştirir. Dört sene içerisinde köşkü entrikacılardan temizler. Orduya derlenip toparlanır. Kısacası, Hümayun’un ömrünün son senelerinde yıpranmaya başlayan İmparatorluk, yeniden tırmanışa geçer. İstese Bayram Han kolayca kendini şah ilan edip, delikanlı Ekber’i yok edebilirdi. Tarihte böyle olaylar az olmamıştır. Ama o bunu yapmaz. Ekber’i eğiterek devleti güçlendirerek kendinin insanlık seviyesini ve vefasını kanıtlamıştır. Ekber 18 yaşına gelip devleti kendi eline aldıktan sonra düşmanların iftiralarına inanıp Bayram Han iktidardan uzaklaştırıldığında Hanhanan, Ekber’e bir mektup yazmıştır. O mektup Bayram Han’ın nasıl bir insan olduğunu aşikar etmektedir. Mektuptan parçalar:
“Birkaç kıskanç adam bana zarar vermek amacıyla, bir takım olumsuz şeyler  uydurup, beni sizin yanınızda kötülemişlerdir, böylece onlar beni yok etmek amacına düşmüşlerdir. Her insanın kendini çeşitli iftiralardan savunuşu gibi, ben de türlü iftiracılardan kendimi koruma mecburiyetindeyim. Bir takım ihanetçiler sizin çevrenizde dolaştığı için, yanınıza bizzat varmayı doğru bulmuyorum. Siz şunu bilin ki, Türkî kavimlerde yediği ekmeğe nankörlük eden adamın bulunmadığı bütün dünyada bilinmektedir. Ben ise Meşhed’e gitmeye karar verdim, oradan da Necef, Kerbela gibi kutsal mekanlara varıp, sizin şahlık taç-tahtınızın ebedî olması ve sizin refah içinde yaşamınızı sürdürmeniz için dualar ederek gezeceğim.”
Bu mektubun yorumunu değerli okuyucunun taktirine bırakıp, biz başka bir husustan bahsetmek istiyoruz.
Bayram Han nihayet iftiracı düşmanların kurbanı olur. O Hicaz'a doğru hac yoluna çıkar. Kucerat denilen yerde konaklayıp ırmağın kenarında hicrî 968 yılının 14 Cemaziyelevvel ayının Cuma günü (18. 01. 1561) sabah namazına durduğunda Mübarek  Han adlı bir hain arkadan ansızın gelip, Bayram Han’ı bıçakla öldürür. Bayram Han’ın naaşını Delhi’ye  götürüp, büyük bir törenle defnederler, mezarının üstüne türbe yaparlar. 1578 tarihinde Bayram Han’ın cesedi Meşhed’e getirilip tekrar defn edilir.

Her yerde Türkmen adıyla Türk milletinin itibarını bayrak şeklinde yükseklerde tutan  Türk Edebiyatını ve Türk dilini sevgiyle yaymaya çalışan, bize büyük miras—hatıra Bayram Han Hanhanan’ın şiirleri de, sözüne vefası da nesillere örnek olarak hizmet etmiştir. Onun sözleri günümüzde daha anlamlı işitilmektedir: “Dostum dedim dostumsun, âlem karşı olsa da...”

Hüdayi Can / Gurbandurdı Geldiyev
"Doganlık Çemeni / Kardeşlik Demeti"nden alınmıştır.

GELMEKTE
BAHARI GÖR
BULUNMAZ
İNANMA



Yorumlar

Popüler Yayınlar