HALİL KULİYEV
(1936 – 1976)
Türkmen edebiyatının yirminci
asır tarihi birçok yeteneği gün yüzüne çıkardı. Özellikle de bu asrın altmışlı
yılları başka zamanlardan farklı olarak Türkmen edebiyatının gelişmesi
açısından kendine has bir dönem başlattı. Konu seçiminin özgürleşmesi, sivil
insancıllık ruhunun güçlenmesi, millî duygu ve düşüncenin öne geçmesi, şiirin
felsefîleşmesi ve benzeri özellikler o yılların edebiyata getirdiği yeni
açılımlar, yeni esintilerdi. Bu onyıllıkta yeni şairler gün yüzüne çıktı. Bu
yenilikleri edebiyatta sağlam bir zemine oturtmak da onlara düştü, işte bu
şairlerin biri de Halil Kuliyev’di.
Şairin şiirleri kendisi aramızdan
ayrıldıktan sonra Türkmenistan Gençler Birliği ödülünü aldı.
Halil Kuliyev 1936 yılında, Lebap
vilayetinin Darganata ilçesinin Şıharık köyünde doğar. 1943’te okula başladı,
orta öğretimini Darganata ilçe merkezindeki yatılı okulda tamamladıktan sonra
1953 yılında mezun olur. Köyüne dönüp iki yıl köy öğretmenliği yapar. Sonra Mahtumkulu
Türkmen Devlet Üniversitesinin Türkmen Filolojisi Fakültesine kaydolur.
Derslerinde çok başarılıdır. Edebiyatta ve edebiyat biliminde kabiliyetli
olduğu için, üniversiteden mezun olduğu 1960 yılında aynı bölümde öğretim
görevlisi olarak işe alınır. Hayatının bundan sonraki yıllarını üniversitede
edebiyat teorisi dersleri vererek geçirir. 8 Mart 1976 yılında aramızdan
ayrılır.
Halil Kuliyev’in şiirine ait bazı
özellikler şunlardır:
Duygu ve düşüncelerin millî
karekter taşıması. Onun şiirlerinin hemen hemen hepsi Türkmenlerin karakterini,
Türkmen tabiatını, yani dağlarını, ovalarını, ırmaklarını, çöllerini, Türkmen
halkının ahlak özelliklerini ve adetlerini dile getirir.
Mülayimlik, sevgi-şefkat: işte
Halil Kuliyev’in şiirlerinden esen bir hava da budur. Şairin şiirleri hangi
konuda olursa olsun, ister Varrık Batır’ı anlatsın, ister köyleri gezdirsin,
köşesine pusmuş küçük tavşandan bahsetsin, farketmez, herşeyin tabiatına saygı
gösterir, sevgiyle nefes alır.
Sanat eserine elbette akıl da
gerek, duygu da gerek, ama hepsinden fazla insanlık, hümanistlik gerektir.
Şiirin sosyal muhtevası bu özelliğinden çıkar. Halil Kuliyev’in eserleri işte
bu felsefeyle ortaya çıkmış eserlerdir.
Fikir aydınlığı, duygusallık,
şairin eserlerini halk içinde meşhur eden bir başka özelliğidir. Kuliyev için
duygu şiirin kalbidir, ciddî düşüncelerin, felsefî yaklaşımların ise kendi
yolları, kendi uzmanları vardır. O felsefeyle uğraşmayı filozoflara bırakırdı.
Şiir insanların duygularına tesir edip, insanlığın yücelmesine, güzelliğin
insan kalbini zenginleştirmesine yardım etmelidir. Bu söylediklerimiz şairin
şiirlerine sinmiş poetikasıdır.
Adillik, sanat eserinin ömrüdür.
Şair adil olmazsa, yazdığı eser yapmacık olur. Yapmacıklığı güzel sözlerle
gizlemek mümkün değildir.
Bütün bu özellikler şairin
kendisinden şiirlerine geçen karakterdir. Onu tanıyanlar buna “Doğru söz”
derler. Şiirlerini kısmen tanıyanlar da şairin böyle biri olduğunu tahmin edebilirler.
Şair Halil Kuliyev yazdığı
şiirler gibi temizdi, şiirleri de Halil Kuliyev’in kendisi gibi içi dışı bir,
sevgi doludur.
Hüdayi Can / Gurbandurdı Geldiyev
"Doganlık Çemeni / Kardeşlik Demeti"nden alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder