Renkler ağlıyor...

İlyas Amangeldi
Çeviren: Hüdayi Can
Büyük sanatkâr, ressam Tokar Tugurov’un aydınlık hatırasına
Renkler ağlıyor…
Karası ağlıyor, akı ağlıyor.
Onlardan en durusu
O damladı durdu.
Kalmadı gözlerin kurusu.
Çünkü gözler için,
Gözlerin renkleri görmesi için
Yaşamıştı o, doğrusu.
Ağlamayan tek renk kalmadı.
Ağaçlara tırmanıp ağladı
Yeşil renkler.
Kara renkler
Döküldüler yollara.
Mavi gök boza çaldı baksanız.
Çünkü yakın dostları,
Boz derlerdi ona.
Boz:
Ak rengin kara ıstırabı…
Ağaca çivilenen bezlerin senin,
Bugün bizim kalbimize gerilmiş.
Senin şöhretinin rengi
Sarı güneşin yüzüne
serilmiş.
Sen onu atmışsın
Kendinden öyle uzağa!
Rüzgâr olur dolaşır,
Resmini,
Çok çizdiğin hüznün.
Hevesliydin dize vurup gülmeye,
Gülüşlerin bugün
kesilmeden geliyor hep kulağa
Sesi gibi hüznün…
Diyenler çok,
Neye verdi ömrünü?
Ve ne aldı ömürden?
Anlasaydılar ömrü,
Sorulmazdı bu sorular
Ömür boyu.
Ve hala ömürden
Bir şeyler bekliyor yüzü karalar!
O ise sinmişti
ruhuna renklerin,
Her anı bir renkle boyayıp,
Renkleri ile susmuştu,
Renkleriyle konuşup.
Bu gün de dostlarının en vefalısı,
Renkler ağlıyor,
Ciğerini kan edip.
Kızıl güller ağlıyor kızarıp,
Batıyı tuttu akşamın samı.
Onlar gibi ağlayacak var mı?!
Herkesin kara kaygısı,
Görünmek taziye evinde…
Herkes oraya gidiyor
Son sergine…
Yorumlar
Yorum Gönder