YANMAZ MI?

Nurmuhammed Andelîb
Çeviren: Hüdayi Can

(Fuzûli’nin gazeline tahmis)

Figan ki o lebi mey-gûn içip kanımı kanmaz mı?
Hazin canıma her dem zulm-ı bîdâdın kıskanmaz mı?
Yanıp şevk oduna baştan ayak cismim tükenmez mi?
“Beni candan usandırdı, cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan, muradım şem’i yanmaz mı?”

Olur o büt nikap-efgen, çekerim dertli şîven,
Felek sakfın kılıp ravzan, gazam endûh, yerim külhan,
İşim vâle, dilim elken[1], sözüm olur mu müstahsen,
“Gamım pinhan tutardım ben, dediler yâre kıl rûşen,
Desem ol bîvefa bilmen inanır mı, inanmaz mı?”

Çıkmış da ol mâh-ı tâbân, cemalindan cihan rahşan,
Kıvan, ey göz, gönen, ey can, içinde kalmasın ârmân,
Kıskandırma edip hayran, kılmış o vâde-yi peyman,
“Kamu bîmarına canan deva-yı dert eder ihsan,
Niçin kılmaz bana derman, beni bîmar sanmaz mı?”

Gözün pür-fitne-yi câdı, gazel-i müşk ü anber-bû,
Atarsın ok-keman ebru, kılarım canımla kabul,
Durur gönlüm ona doğru, varır eşkim olup cû-cû.
“Gül-i ruhsarına karşı gözümden kanlı akar su,
Habibim, fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı?”

Firakında ben-i bî-dil, işim müşkül üzre müşkül,
Tuttun sen gayr ile mahfil, yattım ben hasta ay u yıl,
Ser-i kûyun kıldım menzil, muradım olmadı hâsıl,
“Değildim ben sana mâil, sen ettin aklımı zâil,
Bani ta’n eyleyen gafil, seni görüp utanmaz mı?”

Sanırsın nâ-müslümanım, kılmış da kast-ı imanım,
Felekte âh u sûzanım, gözümde eşk-i galtânım,
İçimde derd-i pinhanım, ey tabip, yok mu dermanım?
“Şeb-i hicran yanar canım, döker kan çeşm-i giryanım,
Uyarır halkı efganım, kara bahtım uyanmaz mı?”

Cihanda dolu kavgadır, figân-ı Andelîbadır,
Nasıl da şûrun efzâdır, dilim vasfında güyadır,
Ona kûyunda me’vâdır, elinde câm-ı sahbadır,
“Fuzûlî rind-i şeydadır, hemişe halka rüsvadır,
Görün ki bu ne sevdadır, bu sevdadan usanmaz mı?”

[1] elken: peltek, kekeme

Yorumlar

Popüler Yayınlar